Elektrikli araçlar, günümüzde sürdürülebilirliğe yönelik bir adım olarak giderek popülerlik kazanıyor ancak elektrikli araçların taşınması hakkında yetkililer biraz endişeli.
Bataryaların yangın güvenliği, taşıma sırasında karşılaşılan en büyük risklerden biri olarak öne çıkıyor.
Peki işin aslı nedir?
Birkaç yıl öncesine kadar gemi yangınları ender rastlanan olaylardı. Ancak son zamanlarda özellikle elektrikli araç taşıyan gemilerde yangınlar daha sık görülmeye başladı.
Peki konunun elektrikli araçlarla ne ilgisi var? Örnek üzerinden gidecek olursak; Felicity Ace gemisi, 2022 yılında söndürülemeyen bir araç yangınının ardından Azor Adaları açıklarında battı ve Ağustos 2023’te Fremantle Highway gemisi de benzer şekilde Kuzey Denizi’nde alevler içinde kaldı.
Hem Felicity Ace hem de Fremantle Highway’deki yangınların elektrikli araçların varlığı nedeniyle daha da kötüleştiğinden şüpheleniliyor.
Şu anda elektrikli araçların yangına neden olduğuna dair bir kanıt yok. Her ne kadar kanıtlanmış bir etkisi olmasa da sigortacı Allianz, lityum-iyon bataryalı elektrikli araçların taşımacılığı için uyarmış.
Lityum-iyon pillerin içindeki lityum elementel değildir çünkü çok reaktiftir, bunun yerine kobalt oksit gibi bir metal oksitle karıştırılır.
Örneğin su, ısıyı; karbondioksit, oksijeni; köpük ise hem ısıyı hem de oksijeni ortadan kaldırır. Ancak lityum-iyon bataryalar o kadar yoğun yanarlar ki söndürülmeleri için muazzam miktarda suya ihtiyaç duyulur.
Bu nedenle tek bir elektrikli aracı söndürmek bile inanılmaz derecede zor.
Birleşik Krallık’a ait Denizcilik ve Sahil Güvenlik Ajansı, normal yanan bir arabayı söndürmek için yaklaşık 4.000 litre su gerektiğini ancak her bir elektrikli arabanın 10.000 litre su gerektirebileceğini belirten bir kılavuz yayımlamış.
Ayrıca araca sadece su tutmak yeterli olmuyor aynı zamanda altındaki batarya paketine de su yönlendirilmesi gerekiyor.
Lityum, kobalt oksit gibi bir metal oksitle birleştirildiğinde yanma sürecinde aslında oksijen üretiyor. Yani güverte ne kadar karbondioksit ile doldurulursa doldurulsun, piller sadece daha fazla oksijen üretecektir.
Tabii şu an bahsedilen konunun sadece bir iddia olduğunu da unutmamak lazım keza pillerin gerçekten suçlu olup olmadığı bilinmiyor ve riskleri anlamak için sağlam bir bilimsel temele ihtiyacımız var.
Elektrikli araçların popülerliği arttıkça denizcilik sektörü de bu yeni gerçekliğe uyum sağlamak zorunda. Ancak teknolojik ilerlemeler, güvenlik standartlarının geliştirilmesinden daha hızlı…
İlgili içeriklerimize aşağıdan ulaşabilirsiniz: